Start-up’ın Türkçe’de hali hazırda bir karşılığı olmasa da girişimcilik anlamını barındırdığını düşünebiliriz. Bir girişimcinin ticari hayatta dokunduğu alanın sınırı yoktur. Bu nedenle de Start-Up Hukuku olarak adlandırdığımız alanın da tek bir hukuk dalı olduğundan bahsetmemiz olanaksızdır.
Start-up hukuku içerisinde “Şirketler Hukuk – Ticaret Hukuku – Bilişim Teknolojileri Hukuku – Kişisel Veriler Hukuku – Vergi Hukuku -Sözleşmeler Hukuku…” gibi özel hukukun neredeyse tamamına temas etmektedir.
Start-up Hukuku, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İngiltere gibi öncü topluluklarda ortaya çıkmış, günümüz Türkiye’sinde de aktif olarak varlığını bulmuştur. Bir girişimciye profesyonel olarak hukuki danışmanlık vermek, o girişimin konusunu, amacını ve işleyişini iyi kavrayabilmekten geçer.
Bir start-upın en önemli özelliği hızlı ve kâr odaklı ticari hayata giriş yaparak, en az maliyetle en yüksek faydayı sağlamasıdır. Bu da gerek ulusal gerekse de uluslararası yatırımcıların dikkatini çekerek, şirkete yapılacak yatırımlar ile gerçekleşmektedir. Hukuki temeli sağlam bir işin, sorunsuz bir makine gibi ilerlemesi durumunda daha hızlı adımlar atılır ve yatırımcılar nezdinde güven duygusu oluşturulur.
Girişimcilerin az maliyet ile işlemlerini gerçekleştirmek için hukuk bütçesini kısmaları, fiiliyatta çok sık karşılaştığımız ve ciddi zararlara sebep olan bir durumudur.
Hukuki alt yapının oluşturulmadan işlem yapılması başlangıç aşamasında bir sorun teşkil etmese de ilerleyen zamanlarda bir kaos ortamına dönüştüğü ve yatırımcıları uzaklaştıran bir durumun oluştuğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle hukuki alt yapıya ilişkin adımların da sağlam atılması start-upınızın devamlılığı ve verimi için oldukça önemlidir.
Karaer&İnaltay Hukuk Bürosu, müvekkil portföyü olarak özellikle Ar-Ge ve yazılım alanında faaliyette bulunan start-uplara hukuki danışmanlık vermektedir. Danışmanlık verilen şirketlerin ulusal ve uluslararası piyasalara profesyonel adımlar atması ve bunun için hukuki zeminlerinin hazırlanması sağlanmaktadır. Hukuki danışmanlığın start-up’ın başında verilmesi fiiliyatta karşılaştığımız sıkıntıların önüne geçmektedir.
Bu sıkıntıların temelini, mevzuat hakkında bilgisi olmayan girişimcinin sadece fikrine odaklanıp amacına doğru ilerlemesinden kaynaklanmaktadır. Bir girişimcinin odaklanması gereken tek konu start-upıdır. Ancak bu ilerlemeyi gerçekleştirirken temelde atılmayan hukuki adımlar nedeniyle ileride büyüyen şirketinde hukuki sorunların oluştuğu görülmektedir. Bu nedenle sorunların başından önüne geçmek için profesyonel hukuki hizmet almak, yapılacak en doğru adım olacaktır.
Start-Up Hukuku'nda Sıkça Sorulan Sorular
Start-up’larda en önemli husus tabii ki fikirdir. Bu fikrin paylaşılması da son derece tehlikeli olabileceği ve bu nedenle de müvekillerimizde haklı bir huzursuzluk ve bilgi paylaşmama durumu görülmektedir. Ancak Karaer&İnaltay Hukuk Bürosu olarak doğrudan start-up’a ilişkin bilgi talep etmiyoruz. Deneyimlerimiz ile oluşturduğumuz temel sorular ile start-up’ınızın dokunacağı hukuki alanlar belirlenir ve bu alanlar için çalışmalar başlatılır.
Öncelikle start-up’ınızın hukuki mahiyeti incelenmelidir. Start-up kuruluş aşamasında olabileceği gibi kurulu bir start-up’da oluşan uyuşmazlıklarn çözümü amacıyla da müvekillerimiz bize gelmektedir. Yapılacak fiziksel ya da online toplantıda size sorulacak sorulara alınan cevaplar doğrultusunda talebinizin ya da uyuşmazlığınızın hukuki değerlendirmesi yapılır.
Hukuken her konu kendine özgü olduğu gibi start-up gibi unique bir alanda bu husus daha da ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle danışmanlık sürecinin nasıl ilerleyeceği hakkında genel bir bilgilendirme yapılamamaktadır. info@kararerinaltay.com adresine göndereceğiniz randevu talebi sonrasında size yapacağımız dönüş ile toplantı tarihimiz ayarlanır ve saat kısıtlaması olmaksızın danışmanlık hizmeti verilir. Toplantılar şirketinizde, büromuzda ya da özel toplantı alanlarında gerçekleştirilebilmektedir.
Bir fikrin hayata geçirilebilmesi için her şeyde olduğu gibi bir sermayeye ihtiyaç vardır. Bu sermaye kişinin kendi yarattığı ya da yakın çevresinden elde ettiği kaynak (Bootstrapping) ile, melek yatırımcı (Angel Investor) ile yapılan görüşmeler sonucunda fikrine yatırım alma yolu ile, bireysel katılım sermaye sistemine başvuru ile, girişim sermayesi (venture capital) veya kitle fonlaması (crowdfunding) ile kaynak yaratılabilmektedir.
Girişimci ile yatırımcı arasındaki güven ilişkisi oldukça önemlidir. Tarafların hak kaybına uğramamaları hususunda her türlü hukuki önlemi alınmış olması gerekir. Bu nedenle tarafların görüşme öncesi, görüşme sırasında ve sonrasında gerçekleştirilmesi gereken hukuki işlemler vardır. Karaer&İnaltay Hukuk Bürosu bu süreçlerde müvekkillerini bilgilendirir ve atılacak hukuki adımlarda artı-eksi değerlendirmesi yaparak hukuki düzenlemeleri gerçekleştirir.
Girişimcinin kendisini bağlayan beyan ve taahhütler altına girerken ciddi değerlendirme yapması gerekmektedir. Aksi takdirde girişimcinin hareket alanı kısıtlanır. Yatırımcılar ile yapılacak görüşmeler sonucunda çok kapsamlı bir Gizlilik Anlaşması (NDA) imzalanması gerekmektedir. Bu anlaşmanın kapsamlı olması taraflarda oluşacak güven ilişkisini kuvvetlendirir. Gizlilik Anlaşmasına konulacak cezai şartlar ile haklarınızı da güvence altına alabilirsiniz. Hazırlanacak Çerçeve Sözleşmesi (Term Sheet) ile akdedilecek sözleşmenin genel hatları belirlenir…
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda şirket türleri adi, komandit, kollektif, kooperatif, anonim ve limited şirket şeklinde sayılmıştır. Mevzuat gereği en çok tercih edilen şirket yapıları anonim şirket ve limited şirkettir. Her şirket türünün kendi içerisinde farklıları olup, uygulanan hükümlerde de değişiklik olmaktadır. Bu bağlamda start-up’ınızın ve sizin amacınıza en uygun şirket türünün seçilmesi gerekmektedir.
Ticari hayatta her şey iyi gidebilir ancak bunun yanında işlerin kötü gitme ihtimali de vardır. Bu nedenle her şeyin en kötüsüne hazırlıklı olmakta her zaman fayda vardır. Anonim ve limited şirket kurmanın en büyük yararı, şirketin Türk Ticaret Sicili’ne tescili ile birlikte ayrı bir tüzel kişiliğinin oluşmasıdır. Ayrı bir tüzel kişilikten kasıt, artık şirketin hak ehliyeti ve fiil ehliyeti olduğudur. Bunun en önemli yararı, şirketin borçlarından şahsi mal varlığınızın sorumlu tutulamayacağıdır.
Her yıl yayınlanan avukatlık asgari ücret tarifesinden az olmamak üzere, hukuki danışmanlık hizmetimizden yararlanmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin hukuki mahiyeti incelendikten sonra resmi teklif verilebilmektedir. Her olay kendine özgü olduğu gerçeği start-up alanında kendini daha çok göstermektedir. Portföyümüzün büyük bölümünü Ar-Ge ve yazılım start-upları oluşturmakta olup, veri işleme ve veri saklama gibi KVKK alanlarına girmesi aynı zamanda şirketler, borçlar, ticaret vb. hukuk alanlarına da girdiği için ücretlerde de değişiklik olmaktadır. Bu konuyla ilgili info@karaerinaltay.com adresine mail atarak iletişime geçebilirsiniz.
Bu konu tamamen danışmanlık alan tarafın insiyatifine kalmış bir durumdur. Tek sefer danışmanlık alınabileceği gibi sizin belirleyeceğiniz günlerde büromuzda, şirketinizde veya toplantı alanında hazırladığınız sorulara karşılık danışmanlık da verilebilmektedir.
Karaer&İnaltay Hukuk Bürosu, şirketin ticari hayattaki faaliyetlerini yakından takip eder ve anlaşma doğrultusunda tüm hukuki işlemleri yerine getirir. Hukuki işlemlerin sorumluluğunu alır. Bu nedenle atılan her adım bizimle gerçekleşmesi demek, start-up’ınızın profesyonel bir hukuki temel sahip olması demektir.
Start-up’ın temel özelliklerinden biri de en az maliyet ile ticari faaliyetlerin gerçekleştirmesidir. Maliyetin kısılması için vergi teşvikleri ve finansman destekleri gibi çeşitli maliyet düşürücü adımlar atılabilir. Teknopark - Teknokent gibi teknoloji sitelerinde faaliyetleri göstererek 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’ndan faydalanmak, 29 yaş altı girişimci olarak vergi muafiyetlerinden yararlanılabilir.
Bir cevap yazın